"Çöp" nedir? Evinizde kalabalık
yapan, kullanımı biten, kullanmadığınız ya da tüketemediğiniz, fazlalık olan
her şey, di mi? Evde kalabalık yapmasın diye bir an önce evin dışına attığımız
her şey yani...
Bundan yüz yıl önce hayat da kolaydı,
çöpler de basitti. O zamanlar, 100 yıl öncesine kadar kullandığımız her şeyin
doğal malzemeden yapıldığını düşünürsek işi biten, "çöp" diye doğaya
terk ettiğimiz her şey de doğa tarafından toprakta moleküllerine ayrışarak
yeniden doğal ürünlere hayat verebiliyordu, yani "doğal" olarak geri
dönüşüyordu.
Artık öyle değil ama... Artık beslendiğimiz
gıdalar bile sentetik, yani doğal olmayan, yani doğada kendiliğinden geri
dönüşemeyen pek çok madde içeriyor. Bu yüzyılda artık hiç bir şey
"kendiliğinden" geri dönüşmüyor, öyle ki dönüşebilir olanın dönüşmesi
için yeterli toprak ve doğal alan bile kalmadı.
Bu durumun bir diğer anlamı da şu; eğer yüz
yıl önceki tüketim biçimini bugün de sürdürürsek dünyanın devasa bir çöplüğe
dönüşmesi kaçınılmaz. Tarihsel olarak, tüketmenin dehşet bir boyutta
kutsandığı, daha fazla doğa talanı ve doğal olandan daha fazla uzaklaşmanın
"gelişmiş" yaşam biçimi diye tanımlandığı bir zaman dilimindeyiz.
Daha fazla kağıt tüketerek daha fazla ağaç
ve ormanı yok ediyoruz. Daha fazla ambalajlı ürün tüketerek atmosfere istiap
haddinden çok daha fazla miktarda kirlilik gönderiyoruz. Tüketemediğimiz, çöp
diye attığımız gıda ürünleri bile artık doğal ortamında geri dönüşebileceği
içinde çürüyebileceği toprak bulmakta zorlanıyor, içindeki sentetik maddeler
yüzünden çürüyerek yok olamıyor bile.
Azıcık empati yaparak, "çöp" diye
evin dışına atıp kurtulduğumuzu sandığımız atıkların izini sürebilsek, ilginç
bir macera çıkacak aslında karşımıza. Aynı torbanın içine atıp evin dışına
attığımız her şeyin geri dönüşüm sektörü sayesinde yeniden kullanılabildiği bir
teknolojik çağda yaşıyoruz. Yeter ki, bu malzemeler birbirinden ayrışabilsin:
- Kağıt ya da karton atıklar ayrıştığında milyonlarca ağaç kesilmekten kurtuluyor.
- Cam atıklar, geri dönüşümlü plastikler (termoplastikler) ayrıştığında petrol türevi tonlarca ağırlıkta kirletici atmosfere salınmayarak ve hayata daha fazla nefes kalıyor.
- Dönüşümsüz plastikler (termosetler) ayrıştırılarak, atıkları doğada yüzlerce yıl yok olmayarak, doğal canlı yaşam alanlarını işgal etmesinin önüne geçiliyor ve insan eliyle zaten yeterince yok edilen organik doğal yaşamın sürmesine olanak sağlanıyor.
- Kullandığımız pek çok alet edevatın bileşiminde bulunan demir, alüminyum, bakır gibi metal malzemeler geri dönüşüp eritildiğinde paha biçilmez değerde endüstriyel hammadde olarak kullanılıyor.
- Pil ya da elektronik cihazların, metal yüzeylerin kaplaması içinde bulunan ve doğada asla ve asla yok olmayan "ağır metal" tanımlı malzemelerin doğaya kontrolsüz olarak bırakılmasının, besin zinciri yoluyla canlı yaşamı tüketen, insanlar için de bilinen pek çok ölümcül hastalığın temel sebebi olduğunu tıp bilimi çok iyi biliyor artık.
Yaşadığımız yüzyılda yepyeni bir ekonomik
sektör hâline gelen, yapısı gereği hem insanlığa hem de doğal hayatın
sürdürülebilirliği yolunda bunca değeri olan geri dönüşüm zincirinin en kritik
noktası, adına "çöp" dediğimiz atıkların kaynağında ya da kaynağına
en yakın noktalarda ayrışabilmesi.
Tarladayken çitlediğimiz çekirdeğin
kabuğunu toprağa atma alışkanlığımızı şehirde, asfalta, betona atarak sürdüren
bir toplumsal davranışla yaşıyoruz bu coğrafyada... Yollara atılan su
şişelerini, sigara paketlerini görmemezlikten gelmeyi bile başaran bir davranış
alışkanlığımız yerli ve milli bir haslet hâline geldi çoktan.
Bunca kirlilik içinde hayatın
sürdürülebilirliği için en "kutsal" görevlerden birini yapanlarsa
kuşkusuz ki üç kuruş için günün yarısını kilometrelerce yürüyerek geçiren
"geri dönüşüm emekçileri". Görünen o ki, geri dönüşüm ekonomisi
giderek büyüyor ve bu büyüyen değerden pay alanlar meydanı artık çoluk çocuğa
bırakmadan kendileri çöreklenmek niyetindeler sofraya.
Atıkları kaynağında ayrıştıran geri dönüşüm
emekçileri doğanın ve hayatın askerleridir. Onlar yoksa hayat da yok!
(*) Bu yazı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, sokaklarda kağıt toplayan işçilere ve onlardan kağıt alanlara ağır para cezası uygulama kararı üzerine başlatılan "alın terine cezaya “hayır” de, bir imzanla #biriyilikyap" imza kampanyası için yazıldı: #biriyilikyap imza kampanyası için tıklayınız.